24.11.2009

Cumhuriyet tarihinde En Korkulu Dönem


9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, ''Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri, askeri dönemler de dahil -ki biz onları iyi biliriz- böylesine korkulu bir dönem yaşanmadı'' dedi.

Türkiye’nin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası'nın (ATSO) 123. kuruluş yıldönümü ve geleneksel ödül töreninde konuştu. Türkiye’nin neresine gidilirse, gidilsin korku ve endişenin hakim olduğunu söyleyen Demirel, şöyle konuştu:

''Ülkemizde korku geniş çapta hakimdir. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri, askeri dönemler dahil, -ki biz onları iyi biliriz- böylesine korkulu bir dönem yaşanmadı. Vatandaşlar, ziyarete gelenler (acaba burası dinleniyor mu) diye soruyorlar bana. Bir ülkenin insanları kendi ülkelerinde bu duruma düşürülür mü? Bu kendiliğinden olur mu? Olmaz. Aslında bu zeminin nezaketini biliyorum ama bunları söylemesem olur mu? Başka söyleyecek lafım da yok zaten. Var da söylense de olur söylenmese de olur cinsinden. “Efendim bu zeminde siyaset yapmayın”. Yaptığımız siyaset değil, şikayet. Şikayet yapmayayım mı? Onun içindir ki eleştiriler Türkiye'de bir kamuoyu yapmaya kafi değil. Kamuoyunu aydınlatmaya bile kafi değil. Siyaset büyük sıkıntılar içinde.

19.11.2009

Demokratlık sağcılık mı?

Oldum olası, "sağ–sol" tabirinden de, "sağcılık–solculuk" cereyanından da hiç hazzetmedim.

Sevmedim, benimsemedim, doğru bulmadım bu tür bir ayrımcılığı.

Bilhassa Risâle–i Nur'u okuduktan sonra, sevmek yerine nefretim arttı bu tabirlere karşı.

Bu konuda içime sindire sindire aldığım derslerden biri şudur: "Bu memlekette İslâmiyete karşı komünist mücadelesi ortası olamaz. Sağ ve sol, ortası, üç meslek icap ettirir. Eğer İngiliz, Fransız deseler hakları var. 'Sağ İslâmiyet, sol komünistlik, ortası da Nasraniyet' diyebilirler." (Emirdağ Lâhikası, s. 301)

Daha başka bahislerde de, hak ile batılın, iman ile küfrün ortası olmadığı açıkça ifade ediliyor.

14.11.2009

Demokratların onlarca dirilişi!

Köşe komşumuz Latif Beye, “İki ölüden bir diri çıkar mı?” diye soran dostlar, eğer onunla yaşdaş iseler, hatırlamamaları imkânsız: Demokratlar öldürülüp öldürülüp dirildiler!
27 Mayıs kanlı darbesi, demokratları öldürdü! Tabanından gelen bir hareketle seçilmiş Meclis, hükümet ortadan kaldırıldı, yeni partiler kurduruldu, demokratlar şaşırtıldı. Ancak, Ahrarların devamı olan Demokrat Partililer, Şubat 1961’de Adalet Partisi çatısı altında toplandılar. 27 Mayıs İhtilâline karşı tutumu ile girdiği ilk seçimde yüzde 34’ten fazla oy alarak 2. parti oldu. 1964’te Süleyman Demirel’in başkanlığa gelmesinden sonra oylarında büyük artış olan parti 1965’te yüzde 52,9 ve 1969’da yüzde 46,5 oy oranıyla tek başına iktidar oldu. Ve 12 Mart 1971 muhtırası geldi. Yine demokratlar iş başından uzaklaştırıldı.
1980 darbe-i münafıkanesinde de dehşetli bir planla bir kez daha öldürülmüş, demokratların ileri gelenleri toprak altına gömülmüştü! Yaşı müsâitse hatırlayacaktır: