14.11.2009

Demokratların onlarca dirilişi!

Köşe komşumuz Latif Beye, “İki ölüden bir diri çıkar mı?” diye soran dostlar, eğer onunla yaşdaş iseler, hatırlamamaları imkânsız: Demokratlar öldürülüp öldürülüp dirildiler!
27 Mayıs kanlı darbesi, demokratları öldürdü! Tabanından gelen bir hareketle seçilmiş Meclis, hükümet ortadan kaldırıldı, yeni partiler kurduruldu, demokratlar şaşırtıldı. Ancak, Ahrarların devamı olan Demokrat Partililer, Şubat 1961’de Adalet Partisi çatısı altında toplandılar. 27 Mayıs İhtilâline karşı tutumu ile girdiği ilk seçimde yüzde 34’ten fazla oy alarak 2. parti oldu. 1964’te Süleyman Demirel’in başkanlığa gelmesinden sonra oylarında büyük artış olan parti 1965’te yüzde 52,9 ve 1969’da yüzde 46,5 oy oranıyla tek başına iktidar oldu. Ve 12 Mart 1971 muhtırası geldi. Yine demokratlar iş başından uzaklaştırıldı.
1980 darbe-i münafıkanesinde de dehşetli bir planla bir kez daha öldürülmüş, demokratların ileri gelenleri toprak altına gömülmüştü! Yaşı müsâitse hatırlayacaktır: 

Adalet Partisi’nin yerine kurulmak istenen BTP, zorbalar tarafından kapatıldı. Varlığı 11 gün (20-31 Mayıs) süren BTP, 20 Mayıs 1983’te kuruluş dilekçesini 12 Eylül yönetimine verdi. Partinin başına emekli orgeneral Ali Fethi Esener getirildi, kuruluş çalışmalarını 12 Eylül’ün yasaklılarından Süleyman Demirel ile yakınlığı bilinen Hüsamettin Cindoruk ve Mehmet Gölhan yürüttü. Bildirinin hemen ardından AP’nin yöneticilerinden eski Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil ve 143 arkadaşı partiye katıldılar.
MGK, ‘eski AP uzantısı’ diye 79 nolu bildiriyle 16 Temmuz 1983’te partiyi kapattı. Demirel ve Çağlayangil’i, Cindoruk ve Gölhan’ı gözaltına aldı, Zincirbozan’a sürgün etti. Demokratlar bir daha öldürüldü!
DYP, 1983 yılında kurulduğunda genel başkanlığında Ahmet Nusret Tuna vardı ve ancak 1 ay kadar partiye başkanlık etti. Veto edilmişti. Ardından Yıldırım Avcı başkanlığa geldi. 24.8.1983, Doğru Yol Partisi’ne, Millî Güvenlik Konseyi vetoları dolayısıyla gerekli işlemler tamamlatılmadı. Ve 6 Kasım’da yapılan seçimlere katılması engellendi.
Tekrar tekrar öldürüldü ve gömüldü… Yasakçı, daha doğrusu “No, No”cu Özal’a rağmen yasaklar kalktı. 1987’de % 19,14 oyla meclise giren DYP, 1991’de % 27,03 oy ile 1. parti konumuna geldi ve hükümeti kurdu.
Keza, 1996’da demokratlar yine iktidar oldu. Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan demokratlardadır.
28 Şubat 1997 sürec-i münafıkanesi, yine demokratların başına patlatıldı. Zira, RP kapatıldı, ama, onun diğer versiyonu AKP iktidar yapıldı.
27 Mayıs kanlı darbesinden sonra demokratların yerine kurulan partiler nerede? 1980 darbe-i münafıkanesinden sonra kurulan ANAP nerede? Ki, toplama bir parti idi. Millete değil, darbeye dayanıyordu. Akıbeti belli…
AKP’nin misyonu, zihniyeti, ekonomik, siyasî görüşü, dâvâsı nedir? İktidar olmak, IMF’in politikalarını yürütmek mi? 28 Şubat ürünü ve toplama bir parti olduğuna göre, akıbeti ANAP’tan farklı mı olacak?
Demokratlar, hürriyetçiler incelir, ama, kopmaz! Gömülür, ama, ölmez, yine dirilir! Çünkü, bir dâvâ, bir misyon üzerine bina edilmiştir. “Kökü mazide olan bir âtîdir!” Şöyle:
Demokratlar, arka planında Prens Sabahattin, Mizancı Murad Bey ve Hasan Fehmi Bey gibi düşünürler ve fikir adamlarının yer aldığı Osmanlı Ahrar Fırkası’na dayanır. Bu fırka, 18 Eylül 1908’de kurulur. Ancak, komitacılar onu taşradaki seçimlere sokmamış, İstanbul’da yapılan seçimlerde ise, maalesef mebus bile çıkaramamıştır. (Ancak “Meclis-i Mebusan”da İttihat ve Terakkî’den ayrılanlar Ahrar Fırkasını temsil etmiş ve hükûmete Ahrar’ların girmesini sağlamışlardır.) Buna rağmen Bediüzzaman’ın, Osmanlı Ahrarları’nı / hürriyetçileri desteklediğini görüyoruz.
Bediüzzaman, 1950’de, “...Ahrar Fırkası, yine otuz beş sene sonra dirildi, yine uyandı”1 der.
Biz konjonktürün, maddî çıkarın peşinde değil; prensiplerin, misyonun, yani hak ve hürriyetlerin peşindeyiz. Ekmeksiz yaşarız, ama hürriyetsiz asla! Zararı yok, bir 35 sene daha bekleriz. Hız çağındayız. 35 sene, 3,5 seneye varmadan dolar! DP mayası, Ahrar mayasıdır zirâ…
Çok partili siyasî tarihimiz şunu gösterdi: Bir düşünceye, dâvâya, misyona dayanan köklü partiler yaşaya geldi. Buna mukabil, darbe ürünü, tepeden inme, fırsatçı, özel şartların ürünü olanlar siyasî yapılanmalar mezarlıkta!
Dipnot:
1- Beyanat ve Tenvirler, 202.
14.11.2009
Ali FERŞADOĞLU
Yeni Asya Gazetesi

Hiç yorum yok: