*
1932 yılında yasaklanan, 1939 yılında okuyanlara cezai müeyyide getirilen Arapça ezan üzerindeki müdahalelerin hiçbir geçerli sebebi yoktur. Millete mal olmayan her teşebbüsün akim kaldığı, Türkçe ezan yasağının akıbetiyle bir kez daha ortaya çıkmıştır. Çünkü, 17 Haziranda yürürlüğe giren kanun Türkçe ezan okumayı yasaklamadığı gibi Arapça ezan okumayı da mecburi hale getirmemiştir. Yani Türkçe ezan okunabilirdi. Oysa ki kanun çıktığı gibi her tarafta ezan Arapça yani asliyetiyle okunmuş ve büyük bir sevince sebep olmuştur.
Millileşme, daha iyi anlama, Atatürk ilkelerini koruma vb.. sebeplerle karşı çıkılan Arapça ezanın; yasağı ve cezai müeyyideyi koyan, başında İsmet İnönü'nün bulunduğu CHP'nin de oylarıyla kabul edilmiş bulunması, ileri sürülen mazeretleri ve iddiaları çürüten büyük bir delildir. CHP yaptığı hatayı anlamış ve dine bariz bir şekilde müdahale olan yanlış tutumdan geri dönmüştür.
Ezanı Muhammedi'nin üzerinde süpekülasyonlarda bulunanların en büyük başarısı halkın gözünden düşmeyi başarmaktır ve bunu da başarıyorlar. Toplumumuzun huzuru, lâiklik adına (asla lâikliğe uymayan) yapılan baskı ve müdahalelerin son bulmasıyla ancak sağlanabilir. Demokratların söz konusu icraatları millete mal olmuş, neticede halkın iradesiyle değil darbeyle iktidarı kaybetmişlerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder