17.07.2009

Ayasofya'da İBADETE AÇIK bölümün tarihçesi



Ayasofya Müzesi Müdürlüğü'nden yapılan yazılı açıklamaya göre de, Ayasofya Müzesi'nin hünkar mahfiline geçişi sağlayan giriş mahalli, Sultan Abdülmecid zamanında G. Fossati tarafından 1847-1849 yıllarında yaptırıldı. Bunu belirten yapım kitabesi ile padişahın tuğrası da giriş kapısı üzerine yerleştirildi.

Bugün halkın ibadetine açık olan mekan, padişah tarafından namaz öncesi dinlenme yeri olarak kullanılıyordu. Buradaki bir koridordan da Ayasofya içerisindeki hünkar mahfiline geçiş sağlanıyordu. Anıtlar Bölge Müdürlüğü, içi, duvar ve tavanları 19. yüzyılın ikinci yarısına tarihlenen bezemelerle süslü mekanın Ayasofya Müzesi ile bir bütünlük içinde olduğuna karar verdi.

Mekan, dönemin Kültür Bakanı Tevfik Koraltan imzalı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün 14.07.1980 gün ve 5224 sayılı yazısı ile “Türkiye Cumhuriyeti hükümeti devlet büyükleri ve İslam ülkeleri devlet başkanlarının namaz kılmaları için” ibadete açılması uygun görüldü. Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün 05.08.1980 tarih ve 6126 ile 6158 sayılı yazıları ile 08.08.1980 günü mescit ibadete açıldı. Mekan, 05.08.1980 tarih ve 6159 sayılı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün yazısıyla ziyarete de kapatıldı.

ONARIM NEDENİYLE İBADETE KAPATILDI

Ayasofya'da yapılan onarım çalışmalarının tehlike arzetmesi üzerine, dönemin Kültür Bakanı Cihad Baban'ın 14.10.1980 tarihli emri ile ibadete açık olan hünkar mahfili ve mescit onarım tamamlanıncaya kadar ibadete kapatıldı.

Röleve Anıtlar Müdürlüğü tarafından onarımının tamamlanmasının ardından mescit 10.02.1991 tarihinde ibadete açılmış ve kapısına da ”Ayasofya Camii ibadete açılan bölüm” levhası konmuş, bu levha da daha sonra yenilenmiştir.
Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek'in sözlü emriyle ibadete açılan bu mescide, Eminönü Müftülüğü'nce bir imam ve müezzin görevlendirilmiştir.

1991 yılı mart ayında mescide gelen Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek'e, minarelerden ezan okunmadığının belirtilmesi üzerine, Zeybek'in isteği, Müzeler Genel Müdürü M. Akif Işık ve kültür müdürünün talimatıyla 31.03.1991 tarihinde Ayasofya'nın dört minaresinde de masrafları Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından karşılanarak ezan okunmaya başlanmıştır.

21.08.1996 tarihinde üç minarenin hoparlörleri devre dışı bırakılıp, tek hoparlör vasıtası ile ezan okunmaya devam edilmiştir.”

(Anadolu Ajansı) 04.07.2006

6.07.2009

Demokrasi müzesi açılışa hazırlanıyor



Güller şehri Isparta‘ya gelince; çevre ilçe ve köyleri de gezi programımıza dahil ettik. Eğirdir Gölü’nün kenarında Barla’ya uğrayıp, Bediüzzaman Hazretlerinin bulunduğu menzilleri ziyaret ettik.

Daha sonra da İslamköy’e doğru yola çıkıyoruz. Yeşilliklerle çevrili yollardan geçip İslamköy’e dahil olduğumuzda karşımıza bir külliye çıkıyor. Bu Külliye 9. Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel adına yaptırılmış. İçinde güzel mimarisi ile Şehriban Hatun Camii ve yanıbaşında da Demokrasi Müzesi yer alıyor. Ayrıca kütüphane, kafeterya gibi sosyal üniteler de unutulmamış. Müze Müdürü Sayın Osman Siviloğlu ile görüşüyoruz. Kendisi daha önce Konya İl Kültür Müdürlüğü yapmış. Emekli olduktan sonra buraya Müze Müdürü olarak gelmiş. Kendisinden müze ile ilgili bilgi alıyoruz. Şu anda müze hazırlık safhasında imiş. Kasım ayında açılış için çalışmaların devam ettiğini söylüyor. “Süleyman Demirel Demokrasi Müzesi” iki düşünceden hareketle vücud bulmuş. Birincisi; Demirel’in 1949 yılından 2000’e kadar geçen dönemdeki yurt dışı gezileri. Bu geziler dolayısıyla ortaya çıkan belgeler ve önemli hediyeler. İkincisi; demokrasi sayesinde ülkenin bilhassa Anadolu’nun nereden nereye geldiğinin ortaya konulması. Demirel’in uzun yıllar içerisinde yurtiçi ve yurtdışında katıldığı toplantılarla ilgili gerek Devlet Başkanları ile gerekse o ülkelere ait önemli kimselerle beraber çekildiği fotoğraflar ve verilen hediyeler de bu müzede sergileniyor. Sayın Siviloğlu bize şimdiye kadarki çalışmaları göstermek için müzeyi gezdiriyor ve bilgi veriyor. Siviloğlu, “Elimizde 6 milyon belge var. 10 bin hediyelik eşya var. Bunları tasnif ediyoruz.” diyor. Müze bölümlere ayrılmış. Türki Cumhuriyetlere yapılan gezilerle ilgili, GAP ile ilgili bölüm, Avrupa ve ABD Devlet Başkanları ile ilgili bölüm, Ortadoğu Ülkeleri ziyaretleri, Başbakanlığı, Cumhurbaşkanlığı, çocukluğundan itibaren tahsil dönemi ayrı ayrı bölümlerde sergileniyor. Ayrıca 12 Eylül 1980 ihtilâli ile ilgili ayrı bir bölüm açılmış. Burada ihtilâl lideri Kenan Evren’in gönderdiği mektup da sergileniyor. Girişte Demirel ve oy sandığı birlikte bir komposizyon yapılmış ve şu mesaj verilmeye çalışılmış: “Kalkınma ancak demokrasi ile olabilir”

Türkiye'nin 1950 öncesi fakir ve çaresiz hâlini nazara veren resimler var. Hemen yanında giderek sanayileşmiş ve teknolojiden azamî istifade etmeye çalışan ve gelişen bir Türkiye. Resimlerle tablolarla ülkenin övündüğü büyük eserler ortaya konulmuş. Maketlerle de daha canlı bir şekilde büyük yatırımlar sergileniyor. Bütün bu güzel şeylere ancak demokrasi sayesinde ulaşılabildiğinin mesajı verilmiş. Müze binasının 1 büyük 7 küçük kubbesi var. Küçük kubbeler Demirel’in yedi kez başbakan oluşunu, ortadaki büyük kubbe de Cumhurbaşkanlığını sembolize ediyor. Demirel’e külliyenin biraz ilerisindeki Çalca Tepesinde bir anıt mezar yapılıyor. Bununla da Şevket Demirel ilgileniyor. Dokuz gölet yapılmış. Bu göletler de 9. Cumhurbaşkanlığını sembolize ediyor. Anıt mezarın çevresi de küçük bir orman hâline getiriliyor. Müze girişinde kabartma yazı ile Şevket Demirel’in bir yazısı var. Burada Süleyman Demirel’in tarihçe-i hayatını anlatmış sonunda da şu notu düşmüş :

“Ey ziyaretçi; Süleyman Demirel Demokrasi müzesini dikkatle gez. 50 yıllık medeniyet mücadelesini sen de sez, kafanı kaldır, kerpiç evleri, yeşil ovayı gör, Böylece, Türkiye–köy–Demirel ve demokrasi arasındaki kader ayağını ör.”

SALİH SÜTÇÜOĞLU - ADNAN ACIR

05.07.2009